Algı Evreni

        Herkesin umutları, arzuları, heyecan duyduğu şeyler farklıdır. Önemli olan bunları nasıl algıladığımız ve nasıl karşıladığımızdır. Kendi algı evreninde yaşayan ve çevresinin de öylece şekillenmesini isteyen bir birey, başkalarının düşüncülerini, istek ve arzularını anlayamaz.
        Her şeyden önce bilmeliyiz ki herkes aynı sosyal yaşamdan gelmedi ve herkes aynı eğitim sürecinden geçmedi. Nasıl ki denizi görmeyen bir insana tam manasıyla denizin sesini, kokusunu, nasıl göründüğünü ve aldığınız hazzı anlatamazsanız, aynı şekilde ailesinden sevgi görmemiş, döneminin içinde bulunan teknolojik gelişmelere karşı cahil bırakılmış, maddi ve manevi açıdan eksik kalmış bir bireye de farklı şeylerin olduğunu bunların farkında olması gerektiğini anlatamazsınız. İnsanlar algı evrenleri kadardır.
        Başarısızlıklar karşısında hemen yelkenleri suya indiren birini gördüğümüz zaman bir çoğumuz, ona motivasyon dolu konuşmalar yapmaya çalışırız ama bunların hiç birini, o insanın hayatı boyunca yaptığı her şeye köstek olan bir babaya ya da anneye sahip olduğunu bilmeden yaparız belkide. Olayın nedenini bilmeden saatlerce öğüt dolu cümleler söyleriz ardı ardına. "Başarabilirsin, çalışmalısın, vazgeçme sakın, hayallerinin peşinden git" diye sıralarız cümleleri.
       Hayatı boyunca her istediği yerine getirilmiş bir bireyle, sahip olduğu her şeyi kendi çabasıyla gerçekleştirmiş birisi nasıl aynı olabilir ki? Bazılarının hayalleri, bazıları için rutin olmuş  bir vaziyette şu an. Bazılarımızın gecelerini cehenneme çeviren kabuslar bazılarımız için ise gerçeğin ta kendisi durumda. Rüyalarımızı süsleyen güzellikler bazıları için ise "sıkıldım ya aynı şey mi?" denilerek yapılmayan işler durumunda.